HAFTANIN EN İYİ PARÇASI
en iyi yabancı : wıthın temptatıon - bittersweet . şimdi düşler ülkesinde gezinme vakti, şimdi elfler ve orglar arasında gezinme... kır çiçekleriyle bezeli yeşil hakimliğindeki tepelerde güneşin çıplaklığına aldırmaksızın sevişmek belki de... tatlı bir iç ses ama yankılı az biraz bohem travmaları yaşatsada dinlemeye değer...
en iyi yerli : orhan gencebay - hatasız kul olmaz. huh! demeyin sakın, bir radyo dinliyordum birden eski kayıtlı alt bant bir müzik ve ses, orhan baba... iiimiş be dedim iimiş harbiden o zmanlar daha iyiymiş.
HAFTANIN EN İYİ MÜZİK İSİMLERİ
Bu hafta en çok aynur DOĞAN dinledim. Ara ara da john LEONON. Farklı iki tür.Sanırım şiirsel bir dinleti gerektiren bir süreç geçirdim ya da yalın bir dinleti işitmekti tek derdim. sanırım ne kadar es geçsemde bir leonard CHOEN vardı, ve biraz düşünmek için sanırım iyi bir keşifti aynur DOĞAN....
AYNUR DOĞAN; Garip bir tesadüf neden oldu keşfe, tesadüfleri sevmesemde tanıdım bir kere. garip bir ses, bilmediğim bir dilde farklı anlatılar. aslında sanırım bu kadın bana müziği dikte etti. neden evrenseldi müzik işte aynur DOĞAN bu soruyu biraz daha anliz etti. herkesi bir şekilde yakalayabilen ve anlatılmak isteneni bilmediğiniz bir dille sözlensede anlatabilen bir dil müzik... ve etik yaşamın etnik sesiydi belkide. öyle değilmiydi LEONON da... dinledim, dinlemeli derim... isteyene tabii...
HAFTANIN EN OKUNASI KİTAPLARI
sevdalım hayat- ZÜLFÜ LİVANELİ
Garip, oysa kısa süre öncesine kadar sevmediğm biriydi. belkide tanımamaktı sorun belki de küçük yaşta doldurulmuş düşmanlık kokan bir zihin. tanımak denmesde anlamaya başladım bir süredir, ruhunda incelik olan biri neden düşman olsun du ki, neden sevilmesindi... sevdil livaneli'yi ben geç olsada iyi geldi sevdalandığı hayat... okumalı... belki üzülmeli, belki sevinmeli ama okumalı.
Piedra Irmağının Kıyısında Oturdum Ağladım- poulo COELHO
nasılda yalnızdım oysa.... nasılda umarsız bakıyordum beyaz bulutlara. akıyordu boşlukta adeta, akıyordu zihim beyaz bulutlarla. bir anın sonunda oturduğum bank bana bir gereklilik duyuru. bank nasılmı becerdi, bankın sırrı. elimi sırtımdaki hörgücüme attım ve elime ilk gelen kitabı çektim. tanrım! sanırım ırmak değildi seyterttiğim kıyı ama manzara tamlayanıydı kitabın. piedra ırmağının kıyısında oturmuş ağlıyordum, ve ben ilk satırıyla kitaba merhaba derken tanığı olduğum aşkın yaşandığı doğayı pastorize bir tablo gibi seyrediyordum. beyaz bulutlar, mavi göl, ve yeşil ... okumak gerekir mi?... istemek gerekir...
HAFTANIN EDEBİ KİŞİLİĞİ
küçük iskender
fahişe adamlıkların yere damlamamak için direnen son kanı; iskender... namı değer küçük iskender. küçüklüğünü kelimelerinin büyüklüğüne ve saplandığı ruhta açtığı derin yarıklara bir paravan olarak tercih eden kalemi keskin içi geçmeyecek bir kor...
|
BİR EKSİK KUŞAK
Beat kuşağının kayıp yaşayanları. Evet eksik kalan kuşaktır o kuşak. Yeni arayışların belkide en yoğun gerektiği ve en ağır bedellerin onları artık umursamaz kıldığı kuşak. Evet belkide onların ödedikleri diyetler bu gün perhiz yapmamamıza neden oldu. Ve aynı arayışlarda boğulmayışımıza tabi...
|
 |
LOST
Bir dönemin en bildik jargonu "lost". Evet gerçekten bir kayıp vardı. Tıpkı beat kuşağı edalı kayıp bir kuşak. Ne farkı var her ikisinin de... belki de yok ama bana göre oldukça farkli iki kulvar...
YİTİK NESİL
Bir popüleristlik hegemonyasına dalmanın sonucu, populist mantalitenin esaretine girerek kaybolup gitmiş, çoğulcu yaşam yerine bireysel yaşama sıkıştırılmış ve trendy olmak, markalaşmak adına bir yığın şebeklikler ile göz boyama işlevi içine girmiş, bohemlikten uzak ama sanki en koyu bohem yaşama mahkum edilmişçesine umarsız yaşayan ve toplumun tam ortası yerine kıyılarına itilmeye çalışılan bir nesildir. |
 |
Bir adam ve bir kadın ancak doğru tarihsel süzgeçten geçtiklerinde efsaneleşirler. Tıpkı Leyla ile mecnun gibi. En az onlar kadar yalan ve en az onlar kadar şanslı.
kayra zoran |
|