![]() |
||||||
__________UZUN ZAMAN SONRA________ garip bir zaman! ardımda kalan bu garip durumların ebeveyni zamanı düşünüyorumda neler bıraktı neler aldı. gecenin bilmem kaçı. zaten ben zamanı gece gündüz diye ayıranı.... neyse karanlık çağındayız saatin. yelkovan batan güneşi gösterirken akrep doğan ayı gösteriyordu tam o anda geçtik bu yakaya. hangi yaka mı saçmalıklardan seçilmişler. sizler bizler ve dier herşey... bir kadın var aslında onla r hayatımda hep birdne fazlaydılar. ölüm var birde unutmadan. bu aralar aklıma hiç gelmeyen ve en yakın zmaanımın adı. ölüm! neyse neden dışarısı mat? satranç oynadım bir adamla geçen zamanda. yendiğini sanıdğı bir zamanı bekledim. beklemekten öte hatta o zmanı yarattım. gözlerinde yenmenin mutluluğunu seyretmek için. seytrettim ve anladım neden becerilmiş polyana ve anladım insan dene biz mahlukların acınası sendromunu. kazanma hırsı, sanırım bir çoğumuzun ölüm nedeni bu olacak... kazanamadı yüreğine inme inmeden kurtardım. şahı çektim ama mat etmedim.bıraktım tabancamın namusunda kaldı mermi. saklıyorum bir boşlukta sıkacağım... neyse ne diyordu şair "gün sızıyor pencereme" sızdırmasına izin vermeden günün i kalın bu seferde.... Saat henüz gece yarısına beş var. yarısındayız günün demek ki. hayatında sonundayız belki. etrafımda bir yığın halinde insan kalabalığı. ulan ben neresindeyim dünyanın? hay anasını satayım. güneş sataşmalarından artan tebesüümlerde kalmamış. piyasa durgun. ölü piyasa adeta. standart gülüşler bile yeknesak bir travma geçiriyorlar sanki. önünde kaç. kişi durabilir uçurumdan düşenin. uçurumdan atıyorum şimdi tüm düşüncelerimi. bir kayaya vuracaklar evvela ve seyredeceğim sırasını. ardından sıraya intikalen bir dalga temizleyecek kalıntıları. beynim dahada boşalacak. artık fırsat tanımayacağım beynimin becerilmesine. yeter! kusmak bile faydasız. Her bir zerrem klişe ve her bir hücrem eskimiş perşumen kağıtlarına döndü neredeyse. umudun tükenmeyeceği serzenişlere kulak kabartanların sağır olacağı bir an'ın tam ortasındayım. ağlamak ile gülmek arasında ki sersemliği yaşamaktayım. neye mi?... boşluğuna hayatın. * Şişenin içine sıkıştırılmış mesaj, asırlar sonra birimizin elin egeçseydi ve o mesajda "kaç, sessizliğin, yalnızlığın içinde ara kendini. anlayacaksın durduğunda nelerle yüzleşeceğini" yazsaydı ne yapardık?... * Yaşanılan her dakika her an, beynimizde bir tümör gibi sinsice büyüseydi ve saplansaydı ruhumuza kaç kişi kan kaybeder di? * Koyunda beslenmiş yılan tam o an geldiğinde sokmayıp, meleksi bir kadına dönseydi ve alsaydı sizi koynuna, sarsaydı ve usulca akıtsaydı dudaklarınızdan içinize zehrini kaç kişi pişman olmaz dı? * Olmayan bir şeyi, olmaması gereken yerde görüp tüm inkarlarıyla yüzleşen kaç insan aptala dönmez? * Yırttığınıza emin olduğunuz bir kağıda yazılı leimeler beyninize saldırmaya başlayınca kaçınız kendinizi kaybetmez siniz? * Karanlığın içinde yürürken birden bire gözünüzde beliren silüetin aslında insan olmadığını açıklarken tamda kendinize dokunduğunuz şey birden canlanırsa kaçınız gölgesinden daha hızlı kaçan bir atlete dönmez siniz? * Bir mitoloji nasıl yaşanabilirdi? trajik, kan kokulu ve silik bir mitoloji. tanrı/tanrılar hangi rolerde en iyi olabilirdi? * Bir kadın soyunsaydı belkide olimposta mağrurca bakınan zeus bile iç geçirebilirdi. bir kadın soyunsaydı kaç kişi umursamaz ve denizde oluşan gel gitleri seyrederdi? * Bir dağ başında açan tek bir papatya! koparmak ile koparmamak arasında kalınsaydı- ki kalınmaksızın koparlıacak bir dönemde yaşıyoruz- hangisi ağır basardı? *Sürekli, beyninize sızan sesler, çıldırtıcı işgenceler. sürekli bir değnekle vurulan teneke sesi kaç kişiyi çıldırtmayı beceremezdi?... nice yıllar anne
iyi ki doğdun! kızdım yine sana , doğduğun lanete beni neden savurdun. Kaçış! işte en kolay sıyrılma yolu. taki bir aynada rast gelene kadar. Aslında kayıp ruh diye bir şey yok. hepsi zırva. ya da kulak ver anlatılanlara. istediğin gibi yaşa. inanmak istediğine inan. şu soruyu sor mesela kendine; Yılana tapan ve ardından gelen tanrıya inanmayan hangi ruh kayıp değil ki? İnkar! en basit hali sıyrılmanın. ta ki yalnızlık dekadansında duyana kadar vicdanının sesini... |
|
|||||
![]() |